11 Ekim 2009 Pazar

Kendini yıkan

Duvarlarını önce yıkan işgal edilir. Öyle kolay bir teslimiyettir ki seninki, zafer hissini bile yaşayamaz rakibin. Benim kalelerim öfkemin şiddetiyle yıkıldı hep. Ve öfke yerini acıya bıraktığında çok geçti artık.
Kılıç sesleri kesildiğinde ve artık güvende olduğumu hissettiğimde yavaş yavaş kalkarım ayağa, şöyle bir bakarım harap olmuş sarayımın haline. Komutanlarımı, büyücülerimi, rahiplerimi ve hatta soytarılarımı çağırırım huzuruma. Yüzümün yenilmiş çizgilerini mağrur bir kaş kaldırmayla silebileceğimi sanarak, 'neden derim, neden yine kaybettik?' Susarlar. Gürlemeye başlarım bu defa. 'Beceriksizler, beş para etmezler! Boşuna besledim sizi, boşuna bunca emek, boşuna bu kadar çalışmak... Yıkılın karşımdan!'
Sonra yorgun ve titreyen bacaklarımla tuğlaları toplamaya başlarım. Tek tek dizmeye koyulurum. Diğerleri beni izlerken uzaktan, aslında bilirler her zamanki gibi hile yaptığımı: harcın suyunu fazla katmışımdır yine.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder