21 Kasım 2009 Cumartesi

Yaşıyorum, kendimi bildim bileli

"Sarmış ufuklarını senin gene inatçı bir duman,
beyaz bir karanlık ki, gittikçe artan
ağırlığının altında her şey silinmiş gibi,
bütün tablolar tozlu bir yoğunlukla örtülü;
tozlu ve heybetli bir yoğunluk ki, bakanlar
onun derinliğine iyice sokulamaz, korkar! "

Gözlerinin içine bakıyorum kahpe şehir. Bir yaz gecesinde beni nasıl çektiysen kadife kollarına, bir kış sabahı kolumdan tutup hoyratça atacaksın surlarından karanlık sularına. Biliyorsun korkmuyorum; kimi yaşamaya gelir, kimi ölmeye.
Mezarlıklarında dolanıyorum yerini şaşırmış kayıp bir ruh gibi. Beşir Fuad haklıymış, haklı, hak, bu evet hak.

"kırık cam paslı bıçak denendi bileğimde
alkole batmış kanım süzüldü usul usul
dönüp baktım aynaya gözlerimde bir şenlik
benden cazip olamaz şimdi hiçbir istanbul"

Görkemli bir kaybediş seninki, kanla yazılan, sıradan ölümlülerin kanını donduran. Ameliyatını icra ettiğin yaştayım şimdi. Senin kadar yorgun, senin kadar Allahsız, senin kadar yalnız. O son anda kapım bile çalmayacak. Bir felaket yok başımda, bir aşk yok, bir bela yok. Başımda bir yalnızlık var. Ve kaçtığım insanlık.

"En iyiler
genellikle intihar ederler,
sadece kaçmak için.
Ve geride kalanlar
asla tam olarak anlayamazlar,
neden biri onlardan kaçmak istesin ki! "

Tiksinti, çok yakında, sinsi sinsi ilerliyor, duyuyorum. Yalanlara inanmayı beceremiyorum. İnsanın yazgısıdır kendini sevmek, oysa oturup iki kadeh içmek istemezsin kendinle bir arkadaş gibi kapını çalıp içeri girse. İstemekten vazgeçtiğinde geriye kalan şeydir ölüm.

"Herkese bir bakışı var ölümün.
Ölüm gelecek ve senin gözlerinle bakacak.
Bir ayıba son verir gibi olacak,
belirmesini görür gibi
aynada ölü bir yüzün,
dinler gibi dudakları kapalı bir ağzı.
O derin burgaca ineceğiz sessizce."

....
Tevfik Fikret.
Sefa Kaplan.
Charles Bukowski.
Cesare Pavese.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder